Friday, January 2, 2009

Köyceyiz Tatil Rehberi


Köyceğiz Gölü ve gölün sahille birleştiği bölgede kurulan Karia’nın önemli limanlarından ve ticaret merkezlerinden Kaunos şehri ilçenin turizmdeki önemini arttırmaktadır.
Ayrıca ilçenin Sultaniye Köyü’nde mevcut olan Sıcak-Soğuk Termal Kaplıcaları, sağlık turizmi bakımından önemli bir merkez teşkil etmektedir. Diğer taraftan Yayla Köyü ve kuzeyindeki Gökçeova, safari turizmi ile ilgi görmektedir. Çandır Köyü Horozlar mevkiinde çamur banyoları ve tesisleri bulunmaktadır.
Köyçeğiz'in Akdeniz kıyısında bulunan köyü Ekincik Koyu, uzun plajı, nefis koyu ve yat limanıyla, su sörfü, su kayağı ve yüzme için elverişli yerlerden biridir.
Köyceğiz Gölü, Dalyan Kanalı, kaplıca ve çamur banyoları, 10 km. uzaklıktaki 800 m. rakımlı Ağla Yaylası, Şelale, Yuvarlakçay görülmeye değer yerlerdir. Dalaman Çayı, rafting ve trekking için önemlidir. Ağla Yaylası için yayla turizmi çalışmaları sürdürülmekte olup ayrıca göl çevresinde, Köyceğiz-Dalyan arasında bisiklet parkuru için alt yapı çalışmaları yapılmaktadır.
Köyceğiz Gölü’nün batısında Ölemez Dağı doğusunda Sultaniye Köyü sınırları içinde, kıyı boyunca çok sayıda termal kaynaklar vardır. Turizm ve Sağlık Bakanlığı’nca uzmanlara yaptırılan araştırma ve incelemeler sonucu çok sayıda ılıca-kaplıca ve içme kaynakları tespit edilmiştir. Bu termal kaynakların en önemlileri ve sağlık amaçlı olarak işletilenleri, Hasan Çavuş Ilıcası ve Kokar Girme denilen kaplıcalarıdır
GEZİLECEK YERLER
Antik kentler
Kaunos Harabeleri : İlk yerleşimin M.Ö. 1000 yıllarına kadar indiği kabul edilir. Likya, Karya ve Romalılar buraya yerleşenler arasındadır. Burada Akropol ve surları, tiyatro, Roma hamamı, kazılarda ortaya çıkan yuvarlak çeşme, tapınak ve agora görülebilen kalıntılardır.
Kaya Mezarları: Köyceğiz gölünü Akdeniz'e bağlayan Dalyan Kanalı kenarındaki kaya mezarları M.Ö. 4. yy.a tarihlenmektedir.
Camiler ve Türbeler
Menteşe devrinde yapılmış bir cami bulunmaktadır. Benliler Türbesi, Nasuh Dede Türbesi ve Kargın Kürü Türbesi görülmeye değer dini yerlerdir.
Köprüler
Akköprü : Doğal güzelliği ve tarihi değeri ile görülmeye değer yerlerden biridir. Akköprü kendi adı ile anılan köyün içinde Dalaman çayı üzerinde yapılmıştır. Bizanslılar tarafından yapıldığı tahmin edilen köprünün üzerinde birkaç su kemeri bulunmaktadır.
Mesire Yerleri
İlçeye uzaklığı 1 km. olan Kulak Menre Yeri, ilçenin içme suyunun bağlandığı Acılık kaynağının bulunduğu Ağla Kamp Yeri ile Toprak su kampı belli başlı mesire yerleridir.
Kaplıcalar ve İçmeler
Sultaniye Kaplıcaları ve İçmesi : M.Ö. 100 yıllarında Kaunoslular tarafından işletilmiştir. Daha sonra Bizanslılar zamanında yeni eklemelerle genişletilen bu tarihi kaplıcanın kalıntıları bugün gölün içinde kalmıştır. Romatizma, nefrit, ruhsal yorgunluk, cilt ve kadın hastalıkları, böbrek ve idrar yolları hastalıkları için önerilmektedir. Köyceğiz' den kısa bir karayolu yolculuğu ile ulaşılabildiği gibi, gölden motorla gitme keyfide yaşanabilir.
Plajlar
Ekincik Koyu : Köyceğiz’in 40 km. güneybatısında olan koya karadan ve denizden her zaman ulaşabilmek mümkündür. Doğal bir liman olan Ekincik Koyu’na günde ortalama 50-60 yat demirlemektedir. Mavi yolculuğun en önemli duraklarından biri olan koy, iri kumlu plajı ve temiz denizi ile yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekmektedir.
Dalyan Boğazı: Dalyan’da Köyceğiz gölünü Akdeniz’e bağlayan tekne turuna katılanlar, nereden girilip nereden çıkıldığı belli olmayan daracık koridorlar arasında dolaşmakta, rotanın sağında ve solunda metrelerce uzunluktaki kumsalları ve çam ormanları içindeki koyları görebilmektedirler.
ULAŞIMI NASILDIR
Hava yolunu kullananlar için Köyceğiz'den en yakın Dalaman Havaalanı 27 km uzaklıkta bulunuyor. Karayolunu seçenler İzmir Muğla yönünden önce Gökova'ya, Sakar geçidinden inince Antalya yönüne Marmaris sapağından 26 km devam ederek ulaşabilirler.
NEYİ YENİR
Köyceğizin en ünlü yemeği Kefal balığı ile yapılmış olanlar. Etine sinmiş toprak kokusu sezilmeyen Köyceğiz Gölü'nün kefal balığı, Pilakisi, kiremitte pişirileni, buğulaması, tavada kızartılanı tercih edilirken, kefalin fıska adı verilen havyarları da arananlar arasında bulunuyor. Bölgeye ait bir çeşit olan, sılcan otu Günnük ağaçları gövdelerine sarılarak büyüyor bu sarmaşık türü yapraklarını haşlayıp üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek yapılan "sılcan yoğurtlaması" ekşi buruk tadıyla meze olarak ilgi çekiyor.

Kemer Tatil Rehberi


Kemer’ in başta gelen çekiciliklerinden birisi doğal güzelliğidir. Deniz, orman ve dağlar bir noktada birleşmektedir. Denizin berraklığı, ormanın yeşilliği, deniz dalgalarının çam ağaçlarına kadar uzanmasıve çam ağaçlarının plajlarda gölgelik olarak kullanılması oldukça cazip gelmektedir. Beldibi mevkiinden başlayarak Tekirova’ ya kadar olan tüm kıyı tamamen doğal plajdır. Girintili çıkıntılı kıyılarında birçok koy ve küçük doğal limanlar bulunur. Kemer merkezinde bulunan plajlar Belediye plajı, yat limanı yanında bulunan Ayışığı Plajı'dır. Antik kentin hala ayakta durduğu ve milli park olan Phaselis plajı gibi yerlerde rahatlıkla denize girmek mümkündür. Konaklama tesislerinin havuz ve plajlarından da ücret karşılığı yararlanmak mümkündür. Kemer’den yakınında bulunan Olympos ve Phaselis antik kentlerine ulaşmak mümkündür. Son yıllarda Söğüt Cuması, Altınkaya, Dereköy gibi yüksek yerlere safari turları da oldukça ilgi çekmektedir

GEZİLECEK YERLER
Kemer'in başta gelen çekiciliklerinden birisi doğa güzelliğidir. Deniz, orman ve dağlar bir noktada birleşmektedir.Örneğin deniz dalgalarının çam ağaçlarına kadar uzanması ve çam ağaçlarının plajlarda gölgelik olarak kullanılması oldukça cazip gelmektedir.Denizin berraklığı, ormanın yeşilliği Kemer'de bir başka güzelliktir.

Yakınında Faselis, Olympos gibi antik bölgelerin de bulunması bir başka çekiciliktir. Kemer'den Faselis ve Olimpos'a denizden ve karadan ulaşmak mümkündür.Son yıllarda Söğüt Cuması, Altınyaka Dere Köyü gibi yüksek yerlere safari turları da çevre çekicilikleri arasında yer almaktadır.

Ayrıca yöredeki diğer çekicilikleride mağaralarıdır. Bu mağaralardan Beldibi mağarası Antalya'nın 27 km. güneybatısında deniz kenarındadır.Tarih öncesi çağlara ait kalıntılar bulunmuştur.Bir diğer görülmeye değer mağara ise Molla Deliği mağarası olup, Kemer'in batısında yükselen Tahtalı Dağ'ın doğu yamacında yer alır. Bu mağaraya Kemer-Kumluca karayolu üzerinde bulunan Aşağı Kuzeydere veya Tekirova köylerinden ancak yaya olarak gidilebilir.Her iki köyden de 3.5-4 saat yürümek gerekmektedir.

Antik Kentler

Phaselis : Antalya - Finike karayolunun 58 km.'sinde bulunmaktadır. Kemer'e 15 km. olan Phaselis kentine deniz yoluyla da ulaşmak mümkündür. Lykia'nın doğu kıyısı şehirlerinden olan Phaselis'in M.Ö. VI. yüzyıla ait ilk Helenistik çağın ticaret limanlarından biri olduğu sanılmaktadır.

Romalılar döneminde piskoposluk merkezi olmuştur. Üç limandan oluşan Phaselis'in doğusundaki limanın kalın duvarları halen çok iyi durumdadır. Ön ve batı kısmı kumlar altında kalan batı limanı ise denize girmek için çok uygundur.

Phaselis'de bu gün toprak üstünde bulunan kalıntıların büyük bir bölümü Roma devrinden kalmıştır.Bu kalıntılar; liman, kale duvarları, Zeus Mabedi, Kral Antonius Caravella yolu, ayrıca yirmi sıralı tiyatro kalıntıları bulunmaktadır.

Yarımadanın boyun kısmını kapsayan cadde muhteşemdir. Güney limandan başlayıp şehir kapısına kadar uzanır. Bu caddenin genişliği ve kısalığı yüzünden, zaman zaman stadyum olarak da kullanıldığı sanılmaktadır. Çünkü tarih Phaselis'de iki önemli atletizm karşılaşmasının yapıldığı yazar.

Agoranın yanında iki tapınak bulunmaktadır. Bir tanesi Phaselis için çok önemli bir tanrı olan 'athena polias' adına yapılmıştır. Diğeri ise 'heista' ve 'Hermes' içindir. Bu tapınaklardan Athena'da Homer 'in mitolojik kahramanı Acchileus'un bronzdan; yapılmış mızrağı bulunmaktaydı. Caddenin kenarlarında bina harabelerine, bir kilise ile bu harabelerin arasında piskopos evlerine rastlanmaktadır.

Şehirin su ihtiyacını karşılayan su kemerleri Roma stili inşaa edilmiş olup hala çok iyi bir durumdadır.

Phaselis'de çıkan bazı tarihi eserlerin bulunduğu bir de müze mevcuttur. Ayrıca burası tarihi zenginliğinin yanı sıra sığ bir koy, ince kum ve ormanı, dağ, deniz birleşmesinden oluşan ideal bir ören ve plaj yeri olarak da dikkati çekmektedir.

Olympos : Antik Likya'nın en önemli liman kentlerinden olan Olympos, tarih boyunca mitolojiye konu olmuştur. Konumunun elverişliliği nedeniyle korsanların barınağı olan Olympos, bugün sahip olduğu tarihsel değerleri, 3200 m'lik muhteşem sahili, endemik bitkileri, Caretta caretta'ları Khimaira'sı, tüm sportif etkinliklere olanak veren muhteşem doğası ve pansiyon olarak kullanılan meşhur ağaç evleri ile tüm dünyaca bilinmektedir.

ULAŞIMI NASILDIR
Her on dakikada bir Antalya Otogarı"ndan Kemer"e araç bulunabilir. Karayolu denize paralel olduğu yerlerde çok virajlı, manzara çok güzel ama sürücülerin çok dikkatli olması şart. Gece saatlerinde Kemer"e uzanan yollar oldukça karanlık.. .Kemer"den Antalya Finike yolunu kullanarak Ege"ye, Burdur istikametinden E-5 karayolu ile İstanbul, İzmir ve Ankara"ya gidebilirsiniz

Wednesday, December 24, 2008

Moskova Tatil Rehberi


850 yıllık bir tarihe sahip Avrupa’nın en büyük şehirlerinden biri haline gelen Moskova, kendi kimliğini yüzyıllardır koruyor olması ile de tatilcilerin üzerinde büyük ilgi uyandırmayı başarıyor. 18.yy’da bilim ve sanat anlamında gerçekleşen yapılanmanın ardından, küçük bir kasabadan metropol bir şehir olma gelişimleri hız kazanmış… Tarihini anlatmaya sayfaların yetmeyeceği gibi, güzelliklerini de anlatmak bir o kadar zor olacaktır.

Rusya dendiğinde akla gelecek en önemli şey Komünist dönemdir muhakkak… Dünya hakimiyetine kendi ideolojilerini benimsetirken geçirdikleri süreç ise oldukça karmaşık.

Rusya’ya pek çoğunuzun bildiği gibi kış mevsiminde gitmemeniz şiddetle tavsiye edilir. Grp salgınları, soğuktan el ayak uyuşmaları gibi şikayetler ile bir tatil geçirmek istemiyorsanız, Moskova’yı yazın ziyaret etmenizde fayda var. Rusların pek çoğunun özellikle yaz aylarında Türkiye’ye akın ettiklerini bilirsiniz, çünkü genellikle soğuk bir havaya sahip olan Rusya’nın insanları Türkiye’nin sıcak havasına hayran kalıyorlar.

Moskova oldukça kalabalık bir şehir olmakla beraber, 11 milyon kişinin bir arada yaşadığı bu şehirde kalabalıktan sıkılmadığınız takdirde gezeceğiniz birsürü yer bulacaksınız. İşte Moskova’dan gezmeden dönmemeniz gereken 10 yer;

1-) Kremlin Sarayı: Saraya ilk girdiğiniz an kesinlikle Katedral Meydanı’nı ziyaret etmelisiniz. Tsar Çanı ve Kilise kanunlarının yazdığı Tsar Kanınları’nı Rusya’nın geçmişini anlamak için kesinlikle görün: Amory Müzesi’ni de sakın unutmayın! Burası Rus İmpararatorluğu’na ait pek çok eski eseri içerisinde barındırıyor…

2-) Kızıl Meydan: Kremlin’den sonra en ünlü yer olan Kızıl Meydan’da bulunan etkileyici yapılar sizi büyülemeye yetecek. Kızıl Meydan’a gittiğinizde eğer St. Basil Katedrali açıksa muhakkak keşfedin! Dıştan görünümü muhteşem olsa da içinin görünümü sizi hayal kırıklığına kesinlikle uğratmayacak! Bir önerimiz daha; Kızıl meydan’da gün batımı ve bir akşam geçirin. Sihirli atmosfer gezinizin en önemli anları olarak hafızanızda yer edecek.


3-) Devlet Tretyakov Galerisi: Rus sanatının en önemli koleksiyonlarının sergilendiği galeride, Repin, Vrubel, Kandinsky, Chagall ve daha birçok Rus sanatçının eserlerini görebilirsiniz.

4-) Izmaylovo Pazarı: Moskova’nın en eski ve yadigar pazarıdır. Her fiyata her şeyi bulabileceğiniz markette, el sanatı, mücevher, antika, satranç takımları ve aklınıza gelen pek çok Rusya’ya ait eşyayı bulabilirsiniz. Bu marketten metroyu kullanmak için hazırlanan metro haritalarından edinirseniz eğer, Moskova seyahati boyunca sizi yönlendirecek bir materyali de edinmiş olursunuz.

5-) Eski Arbat Caddesi: Bu cadde Moskova’nın en ünlü caddesidir. Turist akınına uğrayan bu caddede alışılagelmiş şeylerin yanında, pek çok artist, müzisyenle karşılaşmanız olasıdır. Bu cadde sadece yayalara özeldir ve böylelikle etrafı çok daha iyi seyretme fırsatınız olacaktır.

6-) Victory Park: Bu parkı biraz tarih bilgilerinizi zorlarsanız eğer, İkinci Dünya Savaşı’ndan hatırlayabilirsiniz. O dönemlerden kalma pek çok heykel, anıt, çeşme, dikilitaş bu parkta günümüzde ziyaretçilere açık tutuluyor.

7-) Sparrow Tepesi: Moskova’yı panoramik olarak izleyip fotoğraf çekmek isterseniz eğer Sparrow Tepesi’ne çıkmalısınız. Romantik dakikalar ve muhteşem pozlar sadece bu tepede yaşanabilir.

8- )Pushkin Sanat Müzesi: Tretyakov Galerisi’ne nazaran, Rusya’nın diğer bir büyük müzesi olan Pushkin’de yabancı uyruklu sanatçıların başyapıtları sergileniyor. Eğer izlenimcilik ve Rönesans dönemine ait eserlere karşı ilginiz varsa, burası sizin için doğru adres olacak…

9-) Bot Turu: Eğer Moskova’ya güle güle demek isterseniz özellikle yazın düzenlenen bot turları hem yorgunluğunuzu attıracak hem de şehre bambaşka bir gözle bakmanızı sağlayacak. Kremlin’i uzaktan seyredip, anlamlı yapılara bir göz atmak, denizin üzerinden fotoğraf çekmek için mutlaka denemelisiniz.

10-) Nazım Hikmet Mezarlılığı: 3 Haziran 1963 yılında ölen Nazım Hikmetin mezarı Moskova’da Novo-Deviçi Mezarlığı'nda bulunuyor.

Eğer votka tutkunuysanız, Rusya’nın ulusal içkisinin yapılışını Votka Müzesi’nde izleyebilir, sizin için özel olarak hazırlanacak votkadan tadabilirsiniz.


Votka ve havyar Moskova’nın en meşhur içkisi ve yemeği olarak bilinir. Votkanın yanında kristal tabaklarda ve buz içinde sunulan havyarı tadabilir, hatta rus votkasından birer şişe arkadaşlarınıza ve sevdiklerinize yanınızda götürebilirsiniz.


Moskova'da Kızıl Meydan'da bulanan restoranlarda damak tadınıza uygun bir çok yemek bulabilirsiniz. Ancak Moskova’ya gidip te Rus mutfağından bir şeyler tatmadan dönmeyin. Özelikle "Solyanka" adı verilen pancar, turşu gibi malzemelerden yapılan bu çorbayı deneyebilirsiniz. Çorbanın Rus mutfağında çok büyük bir önemi vardır. Özellikle balık çorbası ve ülkede yetişen aromatik baharatlar, tereyağlı kremalı sosları ile farklı tatlar yaratmıştırlar. Av etleri, lakerda ve deniz ürünleri de Rus mutfağı tatlarının arasında yer alır.

Moskova’da alışveriş denince akla gelen ilk ürün matruşkalar olsa gerek. İç içe geçmiş tahta bebekler Moskova’nın simgesi konumundadır. Moskova’nın son yıllarda yaşadığı büyük değişimi tüketim piyasasını da iyi yönde etkilemiştir. Ünlü caddelerinde açılan birçok ünlü markanın mağazalarının vitrinleri ayrı bir parlaklık veriyor Moskova’ya. Trafiğe kapalı olan "Ulista Arbat" caddesinde bu lüks mağazaların birçok örneklerini görmek mümkün.


Moskova’da eğlenecek bir yer aradığınız da bulmanız hiç de zor değil. Dünyaca ünlü Moskova Sirki'nde gösterilen akrobatik gösterileri seyredebilir. Son yıllarda açılan bar ve diskolarda, kareoke yapabilir, dj’ler tarafından yapılan müzikler eşliğinde ya da canlı müzik dinleyebileceğiniz birçok mekanda gönlünüzce eğlenebilirsiniz. Son yılarda gece hayatında, daha ucuz olması nedeni ile votka yerine bira tercih edilmektedir. Ama siz yinede Moskova'da meşhur votkaların tadına bakmadan dönmeyin.

Monday, December 22, 2008

Kaş Tatil Rehberi



İlçe merkezi, Kalkan ve Gelemiş Köyü'nde son yıllarda turizm, hızlı bir şekilde gelişmektedir. Bu nedenle turistik tesislerin sayısı hızla artmaktadır. Kaş özellikle dalgıç turizmi bakımında ülkemizin önde gelen merkezlerinden biridir.

Meis Adası'na en yakın noktayı oluşturan Kaş'ta tarihi eserleri ve doğa güzellikleriyle önemli turizm potansiyeli vardır. Bir dil gibi denize uzanan Çukurbağ Yarımadası üzerinde yeni yapılmış modern oteller yarımadayı süslemektedir. Kaş'ın içinde tertemiz sularıyla Büyük Çakıl Plajı, Küçük Çakıl Plajı ve Akçagerme Plajı gibi plajlar vardır. Ayrıca kayıkla Çayağzı Plajı'na da gidilebilir.

Kaş'ın etrafında yer alan 6 adet mağaradan Kaş'a 18 km. uzaklıktaki Mavi Mağara, Aşırlı Adası Deniz Mağarası, güvercinleri ile ünlü Güvercinlik Mağarası en ünlü olanlardır. Bu arada Kaputaş Plajı da bir dünya harikasıdır.

Kaş zengin tarihi yanında gün geçtikçe daha çok rağbet gören trekking, dağcılık, rafting gibi doğa etkinlikleri içinde sayısız olanaklar vermektedir. Doğa ile başbaşa olmak isteyenler için Gömbe'deki Yeşilgöl ve Uçarsu Şelalesi iyi bir seçenek oluşturmaktadır. Akdağ'ın dibinde bulunan Gömbe, Kaş'tan 70 km uzaklıktadır. Akdağ ise Batı Torosların Kızlar sivrisinden sonra en yüksek zirvesidir. Burada bulunan küçük göller dikkat çekicidir.

Gömbe'de Komba antik kenti ve buradan 13 km. uzaklıkta Nisa antik kenti vardır. Ayrıca Kaş içinde Kandyba antik kenti vardır. Bunların dışında Kaş'a 12 km uzaklıktaki Phellos antik kenti görülebilir.

Kaş çevresindeki önemli yerlerden biri de Kekova'dır. Kekova'ya Kaş'tan tekne ile gidildiği gibi karadan üç Üçağız'a gidilip kayıkla da gezilebilir. Burada batık şehir görülebilir. Kaş'ın etrafında adı bilinen Istlada, Apollonia, İsinda, Kyaenai gibi antik kentler yanında ismi bilinmeyen birçok harabe yeri daha vardır. Pek çok adı ve geçmişi bilinen veya bilinmeyen tarihi eser mevcuttur. Örneğin Tüse Köyü'nün yakınındaki alçak bir tepe üzerinde Tysse adında küçük yerleşme görülür.

GEZİLECEK YERLER
Gömbe:Kaş'a 60 km. mesafede, Elmalı yolu üzerinde bulunur. Yol boyunca çam ve sedir ağaçlarıyla kaplı ormanlar adeta köyleri gizlemeye çalışır görünümdedirler.Gömbe, soğuk suları ve elma bahçeleriyle ünlü bir yayladır.

Turistik amaçlı hizmet veren konaklama merkezleri, yöreye ait kokulu otlardan hazırlanan geleneksel yemeklerin lezzeti , tabiatla bütünleşmenize yardımcı olacaktır.Bölgenin en yüksek dağı Akdağ (3024 metre) buradadır.Yeşilgöl ve Uçarsu, yaz sıcağından kaçmak, doğa yürüyüşü yapmak isteyenler için serin ve temiz havası ile ideal yerlerdir. Yöre, dağlardan toplanan kar ile yapılan dondurması ve kar şerbetiyle ünlüdür.

Kalkan (Kalamaki) :Kaş'a bağlı belde olan Kalkan, Kaş'a 25 km. uzaklıktadır.Görülmeye değer bir koyun kıyısına kurulmuştur.Otelleri, pansiyonları, restoranları ve alışveriş mekanları ile her yıl binlerce turist çekmektedir.

Kalkan' ın mimari yapısı ve kent dokusu fazla bozulmamıştır.Yat limanı, uğrayan teknelerin her türlü ihtiyacını karşılamaktadır. Çok sayıda güvercini barındırması nedeniyle Güvercinlik Deniz Mağarası olarak anılan mağara, Kalkan' a 2 km. mesafededir ve mağaraya teknelerle gidilebilir.

Saklıkent :Kaş'a 60 km. mesafededir. Bir doğa harikası olan Saklıkent Kanyonuna, ahşap 100 metre uzunluktaki bir köprüden geçilerek ulaşılır. Kanyonda hizmet veren lokanta ve alabalık çiftlikleri bulunur. Kanyonun uzunluğu 18 km. kadar olup, 6 kilometresi yürüyüş yapmak için çok uygundur. Yaz sıcağından kaçmak, serin sularda yüzmek ve ulu çınar ağaçlarının altında dinlenmek isteyenler için ideal bir yerdir.

Antik Kentler

Antiphellos :Antik kentten günümüze ulaşan eserlerin başında şehrin kuzeyinde kayalara oyulmuş mezarlar ile dört bir tarafa serpilmiş Likya lahitleri gelir. Lahitlerin en görkemlisi, bugün Uzunçarşı Caddesi'nde bulunan ve halk arasında Kral Mezarı olarak adlandırılan Likya Yazıtlı Anıt Mezar'dır (M.Ö.4.yy.).

Antiphellos'da bulunan önemli eserlerden bir tanesi de Kaş Antik Tiyatrosu' dur (M.Ö.1.yy). 4 bin kişilik seyirci kapasitesine sahip olan yapı M.S.2. yüzyılda onarım görmüştür. 26 basamaktan oluşan tiyatronun sahnesi yoktur ve yapının en önemli özelliği Anadolu'daki denize cepheli tek tiyatro oluşudur.

Tiyatronun kuzey-doğusunda Akdam olarak adlandırılan dor tipinde M.Ö. IV. yüzyıla ait ev tipi bir mezar vardır.Yapı, doğal kaya kesilerek yapılmıştır. 3.5 metre yüksekliğindedir ve içerisinde elele tutuşarak dans eden 24 kız figürü bulunmaktadır.Hastane Caddesi üzerinde, dış yüzü muntazam kesme taş kullanılarak yapılmış olan Tapınak bulunur. Yapının temel taşlarının Roma Dönemi'nden kaldığı tespit edilmiştir.

Patara (Ovagelemiş) :Kaş'a 41 km. mesafededir. Antik kent, limanın doğu yakasında geniş bir alana yayılmış durumdadır. Kent ve limanı, yaklaşık 3 km. uzunluğundaki vadinin girişindedir. Patara Limanı, Xanthos (Eşen) Çayı'nın getirdiği alüvyonlarla dolunca bugünkü görünümünü almıştır. Kentin adından ilk kez Herodotos söz eder. Rivayete göre Patara, kentin kurucusu, Su perisi Lykia ile Apollon'un doğduğu yerdir. Şimdilik şehrin tarihi M.Ö. VI. ve V. yüzyıla kadar çıkarılmaktadır.

Şehir Bizans Dönemi'nde de önemli bir konum edinmiştir. Zira 'Noel Baba' olarak adlandırılan Saint-Nicholas Patara'lıdır. Hz. İsa'nın havarilerinden Saint Paul, Roma'ya gitmek için Patara'dan gemiye binmiştir ve Patara, Erken Hiristiyanlık Dönemi'nde Piskoposluk merkezi olmuştur.

Patara'ya girilirken yol üzerinde Likya tipi Roma Devri mezar anıtları görülür. Girişte üçgözlü Zafer Takı, sular altında kalmış üç nefli Liman Kilisesi ve Hurmalık Hamamının kalıntıları vardır.

Bunun 100 m. ilerisinde son kazılarda Likya şehirleri arasındaki mesafeyi gösteren yol kılavuzu bulunmuştur. Klavuz, Dünya karayollarının en eski ve en kapsamlı yol levhasıdır. Antik kentte yer alan Vespasianus Hamamı M.S. 69-79 yılında inşa edilmiştir. Hamamın yanındaki patika izlenirse, Patara' nin mermer döşeli ana caddesine ulaşılır. Caddenin ilerisinde Bizans Kalesi'nin geniş duvarları ile karşılaşılır. Bu kalenin doğusunda Korint Tapınağı ve baıi ucunda Bizans Kilisesi yer alır.

Patara Tiyatrosu (M.Ö.2.yy.) :Bir yamacın eteğine kurulmuştur ve tahmini 10.000 kişiliktir. Tiyatronun kumla kaplı olan bölümleri temizlenmiş ve yapı ortaya çıkarılmıştır. Patara antik kentinde yapılan arkeolojik kazı çalışmaları devam etmektedir.

Patara Plajı : 18 km. uzunluğu (en dar 280m. en geniş bölümü 1500 m. ulaşan ölçümü) ile Türkiye'nin en uzun kumsalına sahip plajıdır. Çevre Bakanlığınca 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' ilan edilen Patara plajı, Caretta-Caretta deniz kaplumbağalarının üreme alanıdır. Bölgede, Caretta-Caretta' ların üreme dönemlerinde kaplumbağaların ekolojik ortamlarının devamı için, koruma tedbirleri titizlikle uygulanmaktadır.

Turistik bir yöre olan Patara' da çok sayıda konaklama tesisleri, otel, motel, pansiyon, alışveriş merkezleri ve leziz yöresel yemeklerin yapıldığı restoranlar bulunmaktadır. Ayrıca seracılık da büyük gelişim kaydetmiştir.

Xanthos :Kaş'a 45 km. mesafede Kinik beldesindedir. Eşen Çayı'nın doğu kıyısında kurulmuş, Likya Birliği'nin başkentidir. Kentin akropolisinden elde edilen yüzey buluntuları yerleşme tarihinin M.Ö. 8. yüzyıla kadar uzandığını ortaya koyar.

Antik kentteki ilk araştırmalar 1838'de İngiliz Charles Fellows tarafından yapılmıştır ve ne yazık ki görkemli mezar anıtları, Nereidler Anıtı, Harpyler Anıtı, Payave lahdi, Aslanlı Mezar, British Museum'a kaçırılmıştır.

Kent surları Roma ve Bizans Dönemleri'nde onarılarak çeşitli ilavelerle güçlendirilmiştir. Güneyde, M.Ö. 2. yüzyıla ait kapı yer alır. Bu kapının arkasında İmparator Vespasianus'a ait dor düzenli Zafer Kemeri görülür.

Güneybatıda kentin ilk kurulduğu yer olan Likya Akropolisi vardır. Artemis'e ait olduğu düşünülen bir tapınağın kalıntıları ile bir Bizans Kilisesi akropoliste bulunur. Kuzeydeki Roma Akropolisinde ise görkemli bir manastır dikkati çeker. Tiyatro, Roma Dönemi'ne aittir ve 2. yüzyıla tarihlendirilir.

Felen Yaylası (Phellos) :Kaş'a 12 km. mesafede Felen Yaylası üzerinde, çevreye hakim tepelerde kurulmuştur. Phellos M.Ö. IV. yüzyılda oldukça önemli bir kentti. Antiphellos şehri, Phellos'un limanı idi. Phellos şehrinin etrafını çevreleyen surlardan bir bölümü hala ayaktadır. Kentte yer alan rölyeflerle bezeli bir lahit, M.Ö. IV. yüzyıla ait diğer lahitler ve ev tipinde kayadan kesilmiş mezarlar kenti çevreler.

Belenli (İsinda) :Kaş'tan 13 km. mesafede Belenli Köyünün hemen yakınındaki tepe üzerinde kurulmuştur. İsinda küçük bir Likya şehridir ve etrafı surlarla çevrilidir. Kentte yer alan akropolün ortasında Likya yazıtlı iki ev tipi mezar ilgi çekicidir. Ayrıca birçok kaya mezarı ile Roma Devri'ne ait Likya tipi lahitler günümüze kadar varlığını sürdürmüştür.

Bezirgan (Pirha) :Önemli bir yayla köyüdür. Pirha kalıntılarına köyden 20 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılır. Antik kent denizden 850 metre yüksekte kurulmuştur. Kaya mezarları çoktur ve yönleri denize doğrudur. Lahitler ise dağınık bir şekilde sıralanmıştır. Birçok heykel ve rölyef bulunmuş olup, Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir.

Sütlegen (Nisa) :Kaş'a 60 km. mesafededir. Önemli bir yayla köyüdür. Ören yeri, köyden 15 dakika mesafededir. Şehrin Likçe olan ismi Neiseus, tiyatronun duvarında yazılmaktadır. Nisa'da Likya ve Roma Devri'nden kalma tarihi kalıntılar bulunur. Bazı lahitlerin ön cephelerinde, mızrak, kalkan, kadın ve erkek tasvirlerine rastlanmıştır. Antik kentin Agorası ve tiyatrosu bulunur. Likya Birliği Devri'nde bastırılan sikkeler, Antalya Müzesi'nde sergilenmektedir.

ULAŞIMI NASIL
Antalya- Kaş arası 192 km. Kaş ile Fethiye arası ise 110 km. Eğer Antalya'dan Kaş'a Gömbe üzerinden giderseniz yol üçte bir oranında uzuyor. Kaş ile Bodrum arası ise 400 km. Kaş'a karayolu ile varmak istiyorsanız, biraz sıkıntıyı göze almalısınız. Dağların denize dik uzanması, bölgeye yol yapımını güç bir hale getirmiş

NEYİ MEŞHURDUR
Akdeniz mutfağı yaygın. Kaş'ta ev yemeği sunan restoranların hemen hepsinde Akdeniz mutfağının tipik lezzeti hakim. Yöresel tatlar hemen fark ediliyor. Gömbe Yaylası"nın kebabı ve dondurmasını tatmadan geçmeyin. Yayla balı, hem besleyici, hem şifalı. Yayla yoğurdu, üzüm pekmezi, keçiboynuzundan elde edilen harnup pekmezi çok meşhur. Kaş'ın en tipik yöresel yemeği "tereyağlı keşkek". Kaş'ta dünya mutfağından örnekler sunan restoranlar bulmak da mümkün

Kapadokya Tatil Rehberi



Kapadokya, (Pers dilinde “Güzel Atlar Ülkesi” anlamına gelir). Bölge 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır.

İnsan yerleşimi Paleolitik döneme kadar uzanmaktadır. Hititler'in yaşadığı topraklar daha sonraki dönemlerde Hırıstiyanlığın en önemli merkezlerinden biri olmuştur. Kayalara oyulan evler ve kiliseler bölgeyi Hıristiyanlar için devasa bir sığınak haline getirmiştir.

Kapadokya bölgesi, doğa ve tarihin bütünleştiği bir yerdir. Coğrafi olaylar Peribacaları'nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı Kapadokya'nın yazılı tarihi Hititlerle başlar. Tarih boyunca ticaret kolonilerini barındıran ve ülkeler arasında ticari ve sosyal bir köprü kuran Kapadokya, İpek Yolu'nun da önemli kavşaklarından biridir
GEZİLECEK YERLER
Zelve : Avanos'a 5 km, Paşabağlarına 1 km uzaklıktaki Zelve, Aktepe'nin dik ve kuzey yamaçlarında kurulmuştur. Üç vadiden olaşan Zelve Ören Yeri, peribacalarının en yoğun olduğu yerdir. Vadideki peribacaları sivri uçlu ve geniş gövdelidir.

Zelve, özellikle IX. ve XIII. yüzyılda hıristiyanların önemli yerleşim ve dini merkezlerinden biri olmuş; aynı zamanda rahiplere ilk dini seminerler de bu yörede verilmiştir.

Çavuşin (Nicephorus Phocas) Kilisesi : Göreme-Avanos yolu kenarında, Göreme'ye 2.5 km uzaklıktadır. Oldukça yüksek tek nefli, beşik tonozlu, üç apsisli olan kilisenin narteksi yıkılmıştır. 964/965 yıllarına tarihlenmektedir.

Güllüdere (Aziz Agathangelus) Kilisesi : Çavuşin köyüne yaklaşık 2 km uzaklıktaki Güllüdere vadisinin en soldaki kolunda yer alır. Vadinin hemen başlangıcında, solda dik bir yamaç üzerine yapılmıştır.Nef, dikdörtgen planlı, düz tavanlı ve geniş tek apsislidir. VI.-VII. yüzyıla tarihlenen mimariye IX.-X. yüzyılda apsis ilave edilmiştir. Apsisteki iki ya da üç fresk seviyesi apsisin devamlı olarak boyandığını gösterir. Madalyon içinde tahtta oturan İsa'nın sağında ve solunda yer alan İncil yazarlarının sembolleri simetrik olarak resmedilmiştir. Düz tavan, kabartma olarak yapılmış, ortada daire içinde haç, kenarlarda ise palmiye motiflerinin arasında çelenk motifleriyle dekore edilmiştir. Bu şekilde haçı esas alan dekorasyonlar daha çok İkonoklastik Döneme aittir. Kapadokya'da yaşayan halkın haça karşı özel sevgisinden dolayı İkonoklastik Dönem sonrasında da sevilerek yapılan bir motiftir. Çünkü haç Kudüs'teki "Kutsal Haç"ı temsil etmekteydi.

Özkonak Yeraltı Şehri : Avanos'un 14 km uzağında yer alan yeraltı şehri, İdiş dağının kuzey yamaçlarına volkanik granit bünyeli tüf tabakalarının oldukça yoğun olduğu yere yapılmıştır. Geniş alanlara yayılmış olan galeriler birbirlerine tünellerle bağlanmıştır.

Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehirlerinden farklı olarak katlar arası haberleşmeyi sağlayacak çok dar ve uzun delikler bulunmaktadır. Düzgün oyulmuş odaların girişleri kapatıldığında havalandırma da bu dar (5cm) ve uzun deliklerle sağlanmıştır. Yine diğer yeraltı şehirlerinden farklı olarak sürgü taşından sonra, tünel üzerine (düşmana kızgın yağ dökmek maksadıyla) delikler oyulmuştur.

Özkonak yeraltı şehrinde Kaymaklı ve Derinkuyu yeraltı şehrinde olduğu gibi hava bacası, su kuyusu, şırahane ve sürgü taşları bulunmaktadır.

ULAŞIMI NASIL
Nevşehir'e ulaşım en çok karayoluyla sağlanıyor. Yöreye uzanan yollar genel olarak iyi durumda... En önemli karayolu bağlantısı Ankara-Kayseri.

Bölgeye gitmek için İstanbul 'dan yola çıkmışsanız, otobanı izleyerek keyifli bir yolculuk yapabilirsiniz. İstanbul – Nevşehir, İzmir – Nevşehir, Ankara – Nevşehir güzergahlarında her gün araç bulunabiliyor. Nevşehir Kapadokya ve Lüks Göreme Turizm gibi yerel firmaların bu güzergahlarda çok sık seferleri var. Yörenin büyük yerleşim birimlerine uzaklıkları ise şöyle: İstanbul-Nevşehir arası 730 km, İzmir-Nevşehir arası 763 km, Ankara- Nevşehir arası 276 km.